Eclair'in Dayanılmaz Hafifliği
25 Kasım 2008 Salı
Eclair'in Dayanılmaz Hafifliği
18 Kasım 2008 Salı
Kakaolu Muffin, kızım Defne ve arkadaşlarının en sevdiği ısırmalıklar arasında... Hepi topu 5 dakikada karılan hamuruna 15 dakika da pişme süresini ekleyin, işte size pratik ve oldukça lezzetli bir muffin. Çok talep geldi tarifi için, buyrun size "Kakaolu Pratik Muffin" tarifi....
Kakaolu Pratik Muffin:
3 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı toz şeker (ben 1/2 bardaktan biraz fazla kullanıyorum)
1 paket kakao (5-6 çorba kaşığı kadar)
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1,5 subardağı un (hamurun kıvamına göre biraz daha ekleyebilirsiniz)
Önce fırını 180 dereceye getirip ısıtın. Kullanacağınız muffin kalıplarını sıvıyağ ile yağlayın.
(Ben Tefal'in silikon muffin kalıplarını kullanıyorum ve onları yağlamak gerekmiyor, superler ancak diğer markaların silikon kalıpları çok başarısız çıktı, yağladığım halde muffinler parçalanmadan çıkmıyor, yapışıyor vb.)
Malzemelerin hepsini iyice karıştırın; sırası önemli değil! (Ben çırpma teli ile elde karıştırıyorum, mixer kirletmeye değmiyor) Gerekiyorsa biraz daha un ilave edin. (Un miktarı biraz da yumurtaların büyüklüğüne bağlı, eğer iri yumurta kullanıyorsanız tarifteki ölçüden biraz daha fazla una ihtiyacınız olacak.) Kek hamuru kıvamında bir hamur elde etmeniz gerekiyor, yani ne çok sulu ne çok koyu, yeterince akışkan olması gerekiyor
İyice homojenize ettiğiniz hamuru muffin kalıplarına dökün (15-16 adet çıkıyor) ve sıcak fırında 180 derecede 15-20 dakika kadar pişirin.
Unutmayın kek, muffin gibi hamurları pişirirken fırının kapağını kesinlikle açmayın, içeri giren hava onların çökmesine neden olur! Kokularından ve muffinlerin pofuduk ve üstleri kuru görüntülerinden piştiklerini anlayacaksınız.
Hadi bakalım afiyet olsun!
14 Kasım 2008 Cuma
10 Kasım 2008 Pazartesi
Sonbaharın o kısacık serinliğinde çıkan, birbirinden leziz ürünlerine değinmeden olur mu şimdi, olmaz tabii. Haftasonu Bolu'da idik; Defne'nin anneannesinin verdiği kuzu kestaneleri ile ekmek ayvalarını ayağımın tozu ile İstanbul'a döner dönmez değerlendirmek istedim. Yerken insanı boğmayan ekmek ayvalarının bir bölümü ile "ayva marmelatı" yaptım. Marmelata o güzelim kırmızımsı turunculuğu vermesi için çekirdeklerini de birlikte kaynattım... Hakikaten lezzetli oldu; özlemiştim ne zamandır, iyi de oldu... Kestaneler ise ayrı bir çılgın tad... Ben İstanbul'da çok az rastlıyorum o ufak ama şeker gibi lezzetli kestanelere dolayısı ile hemen çizip fırına attım ve Defne ile büyük bir keyifle soyup yedik ayıptır söylemesi.... Defne bu kestanelere bayıldı; kestanelerin lezzeti kadar sanırım kabuklarını çıtır çıtır soymaktan da oyuncaklı bir keyif aldı...